banner

Saturday, February 17, 2007

heidegger'de varlık ve zaman

a. kadir çüçen

5. Zamansallık ve Tarihselcilik

Varlık'ın anlamı sorusuna aradığımız cevabın varoluşsal serimlemesini incelerken, Varlığın anlaması veya kavraması olgusu ve bu anlayan Varlığın da Dasein'in Varlığında araştırılması gerektiğini ortaya koyduk. Dasein'in Varlığının anlamını da kaygının ontolojik anlamında inceledik. Bu serimlemeler bize gösterdi ki, Dasein'in Varlığının bütünlüğünün anlamı zamansallıktır. O hâlde, en başta sorduğumuz soru olan "Varlık'ın anlamı nedir?" kendisini zamansallıkta ortaya koymaktadır.

Zamansallığın olağan irdelemesini yaparsak, zaman, doğumdan ölüme kadar olan bir süreç midir? Yoksa Dasein şimdilerin birlikteliğinden oluşan deneyimlerinin toplamında mı var olmaktadır?

Olgusal Dasein doğumla birlikte varoluşuna başlamıştır. Doğum ve ölüm Dasein’ın Varlığının tâ kendisidir. Dasein'ın Varlığı doğumu ve ölümü içermektedir. Olgusal Dasein, varoluşuyla birlikte arada olan sona-yönelen-varlıktır da. Arada olması onun kaygıya sahip olduğunu gösterir. Kaygı, zamansallıkta Dasein’ın birliği için temel olanaktır. Dasein'ın zamansallığı boyunca yayılımına tarihselcilik diyoruz. Amacımız, tarihselciliği ontolojik boyutlarıyla açıklamaktır.

Dasein otantik ya da otantik olmayan her varoluşunda tarihseldir. Dasein'in otantik olmayan tarihsel varoluşu, onun günü-birlik-yaşamındadır. Sıradan anlamında tarih ve tarihsel olan nedir? Tarih, geçmişle ilgili olan ve ondan çıkarılan ve türetilen olaylar mıdır? Tarih, gelişmeleri, ilerlemeleri, düşüşleri, duraklamaları kısaca tüm olayları içeren ve zaman içinde oluşan süreçtir. Böyle olunca tarih yalnızca geçmiş zamanı değil, zamanın kendisini içerir. Doğa da zaman içindedir ve tarih, doğayı da kapsar.

Bir nesnenin tarihsel olması, o nesnenin geçmişe ait elimizde bir obje olmasına bağlıdır. İster kullanımdan çıkmış, ister halen kullanımda olan, geçmişe ait bir nesne tarihseldir. Fakat Dasein hiçbir zaman geçmişe ait olamaz. Çünkü geçmiş artık bitmiş ve önümüzde-hazır olmayan veya elimizde-hazır olmayandır. Dasein asla geçmiş olamaz. Eğer o varsa, o varoluştur. Buna karşılık ontik bir şey vardır; çünkü o, Dasein'in dünyasında geçmiş olarak vardır. Tarihselci olan, Dünya-içinde-varlık olarak varoluşsal varlıktır. Tarihin tarihselciliği ise, Dünya-içinde-Varlığın tarihselciliğidir. Olgusal Dasein var oldukça, dünyanın tarihselciliği de var olacaktır. Eğer Dasein'in Varlığı orada yoksa, bir şeyin "buradalık"ı da, yani geçmişi de yoktur.

6. Zamansallık ve Olağan Zaman Kavramının Kaynağı Olarak Zaman-lılık

Tüm tarihî olan şeyler zaman içinde oluşurken, Dasein gündelik yaşamındaki olağan tarih anlayışında tarihi, zaman içindeki olayların ve vakaların sıralanması olarak algılar. Fakat tarihselciliğin varoluşsal-serimlenmesi bu düzenin dışına çıkarak Dasein'i ve içinde bulunduğu Dünya'yı zaman içindeki geçiciliği açısından yorumlayarak Dasein'in Varlığını şeffaf yapar. " Ne zaman zamanın önsel anlamı göz ardı edilirse, zaman, olağan bir anlamda yorumlanarak, nesneler zamanla birlikte anlaşılır. Gündelik zaman, ya nesnellik ya da öznellik bakımından yorumlanır. Zaman kendi içinde kavranılırsa ruhun bir özelliği olarak açıklanır. Bunu en iyi Hegel felsefesinde görmek olanaklıdır. Hegel, zamanı ve ruhu birlikte ele alarak, ruhun tarihi olarak zamanı yorumlar. Böylece öznel olanı nesnel olanla aynı yaparak ruhun tarihinin kendisini dünya-zamanı olarak açtığını ileri sürer.

Dasein'ın geçiciliği ve zaman arasındaki ilişki zorunlu olarak serimlenmelidir. Dünya-içine-atılmış Dasein, varoluşsal olarak hep kendisinden biraz daha ileri olmak ister. Başka bir söylemle, her an bir öncekinden daha ileri olma isteği Dasein'i atılmışlığında kendi olanaklı Varlığının proje ve planlarına yönlendirir. Planlarının birliğini sağlayan olarak kaygı, atılmış Dasein'in kendiyle, etrafındakilerle ve başkalarıyla ilgilenmesini sağlar. İlgi, söylemle yorumlanarak kendisini dille ifade eder. Dünya-içinde-varlık olarak Dasein, kendisini dünyayla olan ilgisinde belirgin yapar. Bu dikkatli ilgi ise onun zamansallığı ya da geçiciliğidir. İlgi veya merak, Dasein'ın geçiciliğinde temellenir. Çünkü ilgi ya da merak şu-anda, daha önceki bir olayın ya da daha sonraki bir olayın ortaya çıkmasıyla öncekinin ve sonrakinin şu-anda saklanması, sayılması ve bekletilmesidir. Daha önceki, o zamandır ve o şu-ana ait değildir. Evvelki, olmuş bitmiştir. Sonraki yani o zaman ve daha önceki, şimdiye referansla anlaşılabilir. Bu nedenle, şimdi önemlidir. Çünkü Dasein, kendini "şimdi"de ifade eder veya açar. Şimdi, Dasein’in geçiciliğinin temellendiği zamandır. Çünkü şimdide her zaman nesneler şu-anda olarak kavranılır.

Dünya içine atılmış ve eksik olan Dasein'in, şimdilerin sayımıyla karşılaşması aynı şeydir. Her gün nesnelerle karşılaşan Dasein, onları şimdilerde algılayarak bir sıraya koyar. Şimdilerin sıralanması, Dasein'in nesneleri bir tarih sırasına koymasıdır. Tarih sırasına konulan şimdiler, kamu zamanıdır. Kamu zamanında nesneler tarih sırasıyla yani şimdilerin sayılmasıyla anlaşılır. Örneğin, “güneş yükseldiğinde, kalkma zamanıdır" dediğimizde, zaman artık bir şeyden sonra gelen bir başka zaman olarak bir sıraya konulmuştur. Bu, kamu zamanıdır. Kamu zamanında, güneşin yolculuğu bir tarih sırasına konulur. Kamu zamanı, Dasein'in Dünya-içine atılmışlığında, kendisinin oluşturduğu yapay saatle ölçtüğü zaman ve tarih sayımıdır. Kamu saati, doğal zaman üzerine temellenir. Doğayı keşfederken Dasein, doğadakileri zaman sırasına koymasıyla doğal nesnelere dayalı kamu zamanını bulmuştur.

Kamu saatinin temellendiği doğadaki nesnenin sayımı zamanın kendisi midir? Güneş ışığının gölgelerinin konumunu sayarak veya ölçerek anlamlandırdığımız süreç, zaman mıdır? Zaman, hareketin ölçülmesi midir? Saate bakarak, şu-anı nasıl tespit edebiliriz? Şimdilerin sayılmasıyla ölçülen zaman, kamu zamanıdır. Buna karşılık zamanın kendisi sayılamaz ya da tarih sırasına konulamaz.

Her an uzamsal Dasein, burada ya da orada varlıktır. Dasein'in oradalığı ya da buradalığı onun bölgesel özelliğine bağlı değil, onun geçicilik özelliğine bağlıdır. Zamanın kendisi uzamsal ya da bölgesel değildir. Fakat herkes için ölçülebilir ve uzamsal-bölgesel olan tarih sıralanmasında zamansallık, olanakların koşuludur. Zaman öncelikle uzamla birleşmez. Buna karşılık biz uzamı zamansallıkla birleştiririz. Böylece hem zamanın sayımı hem de saat, Dasein'in zamansallığı içinde bulunurlar. Kamu zamanı olarak ölçülen süre, uzamla ilişkili olmadığı hâlde biz onu uzamla ilişkilendiririz. Zamanı uzamsallaştırmak, önümüzde-hazır olarak şimdilerin sayılmasıdır. O hâlde ölçülen zaman, şimdilerin sayılmasıdır. Bu anlamıyla dünya-zamanı, herhangi bir nesneden daha nesneldir.

Diğer bir yandan, dünya-zamanı herhangi bir olanaklı özneden bile daha özneldir; çünkü kaygının anlamını kavrayan olgusalca varoluşa sahip ben'in varlığını olanaklı yapar. Zaman, önümüzde-hazır olarak ne nesnel, ne öznel, ne içsel ne de dışsaldır. Zaman her tür nesnellik ve öznellikten daha önceldir; çünkü zaman, her tür öncelliğin olanağı için gerekli olan koşulu nazırlar. O hâlde, zamanın kendisi ansal oluş-ufku olarak zamansaldır veya geçicidir. Zamansallığın seçiciliğinde zaman, ansal oluş-ufkudur.

Şimdilerin sayılması ile anlaşılan zaman, Aristoteles'in zaman tanımıdır. Aristoteles'e göre, zaman, önceki ve sonrakinin sayılmasıdır. Doğal nesnelerin hareketlerinin sayılmasıyla kavranılan zamana, "şimdi-zamanı" adı verilebilir. Zaman, şimdilerin ardıllığı olarak anlaşıldı. Şimdilerin ardıllığında zamanın ne başı ne de sonu vardır. Zaman, sonsuzluk mudur? Her an dediğimiz şimdi, şu an mı? Yoksa biraz önceki an mıdır? Şimdi dediğimiz şey geçmiş açısından baktığımızda bitmiştir. Gelecek açısından ise henüz olmamıştır. O hâlde, şu an dediğimiz iki ucu da olmayan bir zaman mıdır? İki ucu olmayan şimdilerin sayımı da sonsuzdur. Zaman günlük anlamıyla sonsuzdur.

Dasein da bu kamu zamanı içinde dünyaya atılır. Herkesten biri olarak zamanı tecrübe ederse o hiçbirisi olur. Kamu zamanı ve Dasein'in ilişkisi nedir? Kamu zamanı Dasein'ı belirleyebilir mi? Zaman akıp gider ve hiçbir zaman durmaz. Zamanın duraksaması olmaz. Akıp giden şimdilerde, Dasein ölüme-doğru-Varlık olarak sonlu olduğunu kavrar. Dasein her zaman kendisinin önünde-Varlık olarak geleceğe yönelir. Dasein kaçırdığı zamanın kendisini ölüme götüren zaman olduğunu bilir. Dasein'in geçiciliğinin sonlu geleceği, ona sonlu olduğunu ve kamu zamanı içinde ölüme-doğru-kaçan bir zamanın olduğunu hatırlatır.

Zaman tekrarlanamaz veya geri dönüşle yakalanamaz. Kamu zamanını oluşturan şimdilerin ardıllığı yakalanamaz ya da geri getirilemez. Bu tekrarlanamaması kamu zamanını, geçici yapar. Kısaca kamu zamanı da, zamansallık üzerinde temellenmiştir. Zamansallık, geleceğe yönelerek sona doğru akan zamandır. Sonuçta geri getirilemeyen ve tekrarlanamayan sonsuz kamu zamanı düşmüş Dasein'in zamansallığı üzerinde yükselir. Dünya-zamanının bütün yapısı zamansallıktan kaynaklanır. Dasein'in zamansallığı yani geçiciliği, dünya-zamanını olanaklı yapar. Çünkü geçicilik geri dönüşü olmayan ve tekrarlanamayandır.

Her ne kadar gündelik-olağan zaman deneyimi, dünya-zamanı olarak algılandıysa da özne üzerinde yapılan felsefî araştırmalar göstermiştir ki, dünya-zamanı da ruh ve akılla ilişkilidir. Aristoteles'e göre, eğer ruh yoksa, zaman da yoktur. Aziz Augustinus aynı görüşü paylaşarak şöyle demektedir: "Sanırım zaman yayılımdan (uzamdan) başka bir şey değildir; fakat yayılımın ne çeşit bir şey olduğunu bilmiyorum, ve eğer o, ruhun yayılımından başka bir şey ise şaşırırım." Kant ise zamanı öznel olanl ilişkilendirir fakat Kant zamanı “düşünen ben”in gerisinde düşünürek ona bağlamaz. Hegel, Kant’ın yapmak istediğini daha belirgin bir şekilde yaparak, zaman ile ruh arasındaki ilişkiyi açıklamaya çalışır.

Genelde Varlığın Anlamı Olarak Temel Ontoloji

Sorusu Ve Dasein'ın Varoluşsal-Zamansal

Serimlenmesi:

Şu ana kadar yapılmaya çalışılan Dasein'in otantik ve otantik olmayan Varlığının önsel bütünlüğünü serimlemek oldu. Zamansallık kendini Kaygı Varlığının anlamı olarak ortaya koydu. Önce Dasein'ın varoluşsal hazırlayıcı serimlenmesi, sonra Dasein'ın bütün Varlığının önsel yapısı olarak da zamansallık serimlendi. Fakat yapılan tüm bu çalışmalar yani Dasein'ın Varlığında Varlığı genelde serimlemek, yalnızca bir yoldur. Bizim amacımız genelde Varlık sorusunu araştırmaktır. Araştırma da felsefî bir çabadır. Felsefe ise evrensel fenomenolojik ontolojidir. Evrensel fenomenolojik ontoloji de kendi çıkışını Dasein'ın hermeneutiğinden (yorumlanmasından) alır. Bu da varoluşun serimlenmesi olarak tüm felsefî incelemelerin yükseldiği ve içinde kaldığı yerdir. Yaptığımız çalışma varlık'ın anlamı sorusu için bir yoldur. Bu yol ontolojinin temel sorusu üzerinde çalışmak isteyenler için izlenmesi gereken yoldur. Bu yolun yalnızca tek ve doğru yol olduğunu anlamak için bu yolda gitmek gerekir. Varlığın yorumu henüz tamamlanamadı. Çünkü bunun için gerekli ateşleme yapılamadı. Sona doğru giden serimleme henüz yeni başladı. Serimleme sürüp giden bir süreçtir. Bu serimleme nerede durmaktadır. Varlığın ufku olarak zaman, kendisini açabilir mi?

heidegger'de varlık ve zaman
asa kitabevi, 2000